KUZUCUKLAR
"5F KUZUCUKLARI"  
  ANASAYFA
  4F SINIFI KARNE TÖRENİ
  ANKARA GEZİSİ 4F
  4.F SINIFI ÇALIŞMA ODASI
  PROBLEM ÇIKARMADAN ÇÖZELİM
  3F SINIFI MERHABA
  DONDURMA GÜNÜMÜZ
  İDARECİLERİMİZ
  OKULUMUZ
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  AKILLI TAHTA
  SINIF ÖĞRETMENİMİZ
  YAZIM KILAVUZU
  OKUMA BAYRAMI RESIMLERI
  İLÇEMİZ
  İLÇEMİZİN İDARİ BİRİMLERİ
  ARKA SIRADA OTURAN MEHMET(ŞİİRLER)
  HARİTA VE OYUN
  İL İL TÜRKİYE
  SINIF VE OKUL KURALLARIMIZ
  MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
  OKULUMUZUN WEB SAYFASI
  ÖNEMLİ LİNKLER
  KENDİNİ DENE
  SATRANÇ OYNA
  TAKVİM
  TÜRKÇE SÖZLÜK
  DİYANET WEB TAKVİMİ
  İSTİKLAL MARŞI
  YEMEK TARİFLERİ
  EKOL HOCA (SBS VE OKS HAZIRLIK)
  homeschoolmath.
  kidzone
  math-drills
  Buzzle
  VEDA HUTBESİ & ANNALER GÜNÜ
  SATRANÇ ŞENLİĞİMİZ
  OYUN İNDİR
  cominus
  YENİ OYUN OYUN
  KÜÇÜK YAZARLARIM
  ÖDEV İNDİR
  23 NİSAN HAZIRLIKLARI
  SUDOKU OYNA
  KESİR OYUNU
  SANAT ETKİNLİKLERİ GECEMİZ
  Öğretmenler Günü
  HARİTALAR
  VİDEOLAR
  KARNE ÖNERİSİ
  ÜZERİNDE ÇALIŞDIĞIMIZ PROJE
  ŞİİRLERDE BİLMECE
  KUR'AN-I KERİM ÖĞREN
  6 VE 7. SINIFLAR TEST VE YAZILI SORULARI
  MEKTUP VE MAİL ADRESİMİZ
  HATIRALAR
  FİLM İZLE
  SINIFIMIZDAKİ TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİ
  TOPLAMA İŞLEMİ
  ÇARPMA ALIŞTIRMALARI
  ÇIKARMA İŞLEMİ
  4.SINIF ARŞİVİ
  İSTİKLÂL SAVAŞI GAZETELERİ
  1.SINIFLAR EVRAK
  1-5 YILLIK VE SERBEST ETKİNLİK PLANLARI
  yılbaşı sohbeti
  Sayaç
  Yeni sayfanın başlığı
  google9ab1e1503b3625a1.html
VEDA HUTBESİ & ANNALER GÜNÜ

 

Kategori: Veda-hutbesi

::Veda HUTBESi::

 

Bu hutbe, M.S. 632 yılında Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimiz tarafından yüz bini aşkın müslümana irad edilmiştir. Hz. Muhammed (S.A.V.) Allaha hamd ve senâdan sonra şöyle buyurmuştur.

EY İNSANLAR!
Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha buluşamayacağım.

EY İNSANLAR!
Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.

ASHABIM
Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş olur.

EY İNSANLAR!
Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allahın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdulmuttalibin oğlu (amcam) Abbasın faizidir.

ASHABIM!
Cahilliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalibin torunu (yeğenim) Rebîanın kan davasıdır.

İNSANLAR!
Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

EY İNSANLAR!
Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allahtan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde haklarınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.

MÜMİNLER!
Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kurandır.

MÜMİNLER!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...

ASHABIM!
Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.

EY İNSANLAR!
Allah Teala her hak sahibine hakkını vermiştir. Varis için vasiyete gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina yapan için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait olduğunu iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allahın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların düşmanlığına uğrasın! Cenab-ı Hak bu insanların ne tevbelerini ne de şehadetlerini kabul eder.

İNSANLAR!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

Allahın risâletini tebliğ ettin, görevini yerine getirdin, bize vasiyet ve nasihatte bulundun diye şehadet ederiz.

(Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!

Şahid ol yâ Rab!

Şahid ol yâ Rab!

TÜM ANNELERİN ELLERİNDEN ÖPEREK ANNELER GÜNLERİNİ KUTLUYORUM.

Orta yaşlı kadın, evin içinde telaşlı  bir haldeydi. Eşyaların yerini değiştiriyor, örtüleri düzeltiyor, arada  bir mutfağa gidip pişmekte olan yemeğe bakıyor, tekrar salona dönüyordu. Sokaktan gelen her seste pencereye koşuyor,  her duyduğu kapı zilinde de, başkasının zili olduğunu anlayıp üzülüyordu. 
         Başka şehirde iş bulan oğlu, hem uzak yerde olduğundan hem de izin alamadığından 2 aydır gelememişti. Orta yaşlı kadın, büyük bir özlemle oğlunun gelmesini ümit ediyor, kulağı zil sesinde, ayak sesinde telaşla bekliyordu. Her anneler gününde, çocuğunun “Anneciğim, anneler günün kutlu olsun” diyerek, boynuna sarılmasına öyle alışmıştı ki, sanki oğlu kapıdan giriverecek ve koşup boynuna sarılacaktı, sonra da onun için hazırladığı tatlılardan yiyecekti. Oysa oğlu geleceğini söylememişti ki. Kadın, boynu bükük düşündü, “-Ya gelmezse, ya izin alamadıysa. ” İçini özlem dolu bir alevin yalayıp geçtiğini hissetti. 
         Kadın sabahtan hazırlığa başlamıştı. . Telaşlı halini gören eşi, sorup durmuştu; ” -Bu telaşın niye?” diye. Ama cevabını bir türlü alamamıştı. Sonunda da kadın; “-Bu gün evde işim çok, sen git-gez biraz” diye ısrar ederek, eşini rica-minnet dışarı çıkarmıştı. “Ya, telaşımın nedenini anlarsa, ya saatlerce beklediğim halde oğlum gelmezse” diye düşünmüştü. “Gelmezse” düşüncesiyle bir daha yüreği titremişti. 
         Saatler geçip gidiyordu, öğlen olmak üzereydi; “-Gelemiyorsan, bir telefon et bari, ‘anneciğim’ de. ” İçinde sıkıntı artmaya başlamıştı; “-Anneler gününü kutlamak için bir telefon bile etmeyecek mi acaba? Ben böyle bekliyorum ama o belki hatırlamadı bile. ‘Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur’ sözü anneler için de geçerli olur mu hiç. Olamaz canım, bir telefon eder en azından. Hoş telefon yetmez, özledim yavrumu, kara gözlerini, yaramaz gülüşünü. Hıh. . yaramaz, dediğimi duysa yine darılır, ‘Beni çocuk gibi sevme’ der. Sanki nasıl seveceksem…” 
         Çocuğunu düşündükçe, onunla konuştuğunu düşündükçe yüzü gülüyor, farkında olmadan bir anda neşeleniyordu. Sonra duvardaki saate gözü takılıyor, yeniden durgunlaşıyordu. “-Gelmeyecek, telefon bari etse... ” diye düşündü istemeye istemeye. “-Sesini bari duymuş olurum”. Tam böyle düşünürken, cep telefonunun sesiyle irkildi, omuzlarında bir yorgunluk, bakışlarında bir burukluk telefona uzandı. , ekranına baktı, arayan oğluydu. 
         Sevinmeli miydi? sevinemedi. …acaba …acaba gelemeyeceğini söylemek için mi aramıştı. Telefonda kutlayıp geçecek miydi anneler gününü, sarılamayacak mıydı yavrusun
         Açtı telefonu;
         -Alo. .
         -Alo, nasılsın anneciğim?
         -Sağol yavrum, sen nasılsın?
         -İyiyim anneciğim.
         -Ne yapıyorsun, işler nasıl?
          Biraz zor oldu ama alıştım, hem bu şehre, hem de işe alıştım.
          Öyle mi yavrucuğum. 
          Söylemiyordu işte ne telefonda kutluyordu, ne de gelmiyeceğini söylüyordu. Sonunda dayanamayıp sordu;          -İzin aldın mı yavrum?
         -Evet anneciğim, izin aldım. Sen nerden bildin.
         -Nerden mi, anneler günü için izin almadın mı?
         -Ha, anneler günü doğru ya. Anneler günün kutlu olsun anneciğim.
         -Sen sen. . bunun için izin almadın mı?
         -Ah anneciğim, çok sevdiğim, benim için çok önemli bir bayanı görmeye gideceğimi söyledim. Şefim de izin verdi. Şimdi onun yanına gidiyorum.
         Orta yaşlı kadın durakladı, sesine hakim olmaya çalıştı.
         -Öyle mi, nasıl biriymiş bu
         -Anneciğim, emin ol bana, senin daha önce yaptığın yemeklerden daha lezzetlisini, daha önce yaptığın tatlılardan daha tatlısını yapmıştır, beni bekliyor şimdi. 
         -Ben… şey… tamam yavrucuğum. Şey, umarım o da seni seviyordur.
-Sevdiğine eminim anne, zaten bu ilk iznimi sırf onu görmek için aldım. Babam nerde anne?
-Dışardaydı yavrum. Hah. . kapı çalıyor, sanırım baban geldi.
Tamam anne selam söyle, ben de mis gibi kokuların geldiği, dünya da en çok değer verdiğim bir dünya güzelinin kapısındayım.
-Tamam yavrum, söylerim. Sonra yine ara yavrum. Allah’a emanet ol.
Telefonu kapattı. Oysa ne kadar özlemişti oğlunu, ne kadar görmek istiyordu. Kapıya eli uzanırken, gözünden süzülen yaşlara engel olamıyordu.
Kapıyı açtığında, boynuna atılan oğlunun “-Canım anneciğim, anneler günün kutlu olsun ! ” diye bağırması sanki bir rüya sahnesiymiş gibi geldi. Oğlu; “ -Anneciğim, seni sevindirecek bir sürpriz yapayım dedim, lütfen ağlama ! ” dese de, annesi sevinçten hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

http://celalkurtt.tr.gg  
 
Google Grupları
5.SINIFLAR TERME
Bu grubu ziyaret et
 
 
 

***DUYURU PANOMUZ***


Karne verildiği gün öğrencilerime veda konuşması yapmak istedim ama kelimeler boğazımda düğümlendiğinden sadece "Hakkınızı Helal Edin" diyebildim. Kolay değil ki kendi çocuğum gibi değer verip sevdiğim, 5 yıl üzerine titrediğim ve aman hiç birine bir şey olmasın, okuyup iyi birer insan olsunlar ve bu vatana hizmet etsinler deyip her birini bir kuzucuk olarak gördüğüm öğrencilerimden ayrılmak... Bu 5 yıl süresince kimseyi kırmamaya özen gösterdim. Öğrencilerime iyi bir örnek olmaya çalıştım. Bana âcizane bir ihtiyaç duyulduğunda hemen koştum ve elimden gelen gayreti göstermeye çalıştım. Bu site ile de Terme İlköğretim Okulu'nun ve Kuzucukların sesini internet ortamında duyurmaya çalıştım. Evet, çok değerli öğrencilerim, istemeden de olsa elbette hatalarım olmuştur ve bazen sizleri kırmış olabilirim. Her şey sizin için ve iyi bir insan olmanız içindi. Biliyorum ki bir gün karşıma öğretmen, doktor, mühendis ya da daha da önemlisi adam olarak çıkacağınızdan ve bana dünyanın en güzel hediyesini vereceğinizden eminim. Ben sizleri hiç unutmayacağım. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonrada hep yanınızda olacağım. Mutluyum, çünkü sizin gibi öğrencilerim oldu... Mutluyum, çünkü sizleri tanıdım... Mutluyum, çünkü o kadar iyisiniz ki sizlerle hep gurur duydum ve gurur duymaya devam edeceğim... " Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş" diyor sizleri Allaha emanet ediyorum... Hepinizi çok seviyorum... Hakkınızı helal edin... Hoşça kalın... KUZUCUKLARIMA 6.SINIFTA BAŞARILAR DİLERİM"***CELAL KURT 5/F SINIF ÖĞRETMENİ


 
Bugün 129153 ziyaretçiburadaydı.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol